Değişmeyen Tek Şey Değişimdir

Felsefe

Hiçbir Şey Aynı Kalmaz

Yunan felsefeci Heraklitos (MÖ 535-475) üzerine çok az kesin bilgi var. Ama onun aşırı gururlu ve sevilmeyen biri olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Üçüncü yüzyıl öz geçmiş yazarı Deiogenes Laertios, Seçkin Felsefecilerin Yaşamları ve Görüşleri’nde bize Heraklitos’un insandan kaçma eğiliminin onu toplumdan uzaklaşma ve dağlarda ot ve bitkilerle beslenmeye ittiğini yazar. Onun düşünceleri yalnızca sonraki yazarlarca ona atfedilen kısa metinlerde varlığını sürdürmüştür. Heraklitos’un ünlü deyişini herkes bilir: ”Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz.” Bu çok esrarengiz bir deyiştir ve onun tam olarak ne demek istediği konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Sizce ne demek istemiş olabilir?
Bir ormak sudan oluşur. Akan sudan. Bu demektir ki bir ırmağın fiziksel yapısı bir andan ötekine değişir. Irmağı bir anda oluşturan su, onu başka bir anda oluşturan su ile aynı değildir. Böylece, biz bir ırmakta iki kez yıkansak bile irinci kez yıkandığımız ırmak ile ikinci kez yıkandığımız ırmak birbirinin aynısı değildr. Irmakların şaşırtıcı bir özelliği vardır: Değişirler. Değişim, ırmağın temeli ve özüdür. Akmayan ve dolayısıyla değişmeyen ırmak olmaz. O başka birşeydir. Belki bir havuz ya da göldür.

Herşey Değişir!

Bu, kendi başına, büyüleyici bir kavrayıştır. Ancak Heraklitos insanlara daha derin bir mesaj vermek istiyordu. Her şeyin aynı ırmaklar gibi değişeceğini düşünüp dile getirdi. Güneş her gün yeniden doğmakla kalmaz, sürekli yeniden biçimlenir ve ölümlü bir varlığa iki kez dokunmak mümkün değildir, dedi.
Çağdaş bilim bu anlayışı destekler. Oturduğum sıra tahtadan yapılmıştır. Ona iki kez dokunursam, aynı sıraya mı dokunmuş olurum? Bir anlamda evet, fakat başka anlamda hayır. Nası olur? Bilim insanları bize birtakım güvenceler verir: Tahtadan yapılan sıralar katı ve durağan görünseler bile, aslında onlar sürekli hareket halinde olan ve belki de bir var olup bir ok olan milyarlarca atom altı parçacıktan oluşur. Böylece, sırama iki kez dokunsam bile, aynı sıraya iki kez dokunamam. Her şey değişir. Ya da Heraklitos’un dediği gibi, ”Hiçbir şey kendisi değildir, her şey onu değiştirir.”

Herkes Değişir!

Irmaklar ve sıralar için geçerli olan, aynı ölçüde insanlar için de geçerlidir. Bizim yaşamlarımıza özelliğini veren de değişimdir. Heraklitos bunu görüp kabullendi ve aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz gözlemini şu sözlerle sürdürdü: ”Biz biziz ve biz değiliz.” Değişim, doğanın özüdür. Ömrümüz boyunca hem bedensel hem de zihinsel olarak değişiriz. Şimdiki halimiz eski halimizle karşılaştırınca, hem çok değişmişiz hem de hiç değişmemişiz gibi bir görüntü ortaya çıkar. Heraklitos belirsiz ve anlaşılması zor söyleyişleri ile, şeylerin maddesel oluşumları ile değil, altta yatan değişim ilkesi ile tanımlanabileceğini dile getirmek istemiştir. ”Şeyler, değişerek aynı kalırlar.” Bu tuhaf ve çelişkili bir kavramdır, yine de güzel uygulamalı bir örnekle açıklanabilir.

Theseus’un Gemisi

Efsaneye göre, Theseus gemil ile Girit’e giden Atinal bir gençti ve orada Minotor diye bilinen yarı insan yarı boğa bir yaratık ile savaştı. Canavarı yendikten sonra, Theseus Atina’ya döndü ve gemisi orada ölümsüz bir kahramanlık anıtı olarak korundu. Zaman geçtikçe ahşap geminin bazı parçaları çürümeye başladı ve değiştirildi. Sonunda o kadar çok parça değiştirildi ki, asıl gemiden geriye ne kaldığı bilinmez oldu. Bu durum Atinalı felsefecileri, böyle onarım görmüş bir geminin yine de Theseus’un Gemisi sayılıp sayılmayacağını sorgulamaya yönlendirdi.
Bu hileli bir bulmacadır, çünkü asıl geminin her bir parçası yeni bir kereste ile değiştirilmiştir. O zaman o hangi anlamda aynı gemidir diyebiliriz? Çoğu insan, biraz düşündükten sonra, asıl maddi yapısında bunca değişiklikler olmasına karşın, eğer bu değişiklikler düzgünce ve zaman içinde, her defasında bir iki parça olmak üzere aşamalı olarak yapıldı ise, geminin asıl kimliğini koruduğunu kabul etmeye hazırdır. Anahtar kavram, devamlılıktır. Irmaklarda, güneşte, günlük nesnelerde ve bizim bedenlerimizde oluşan değişimler, Theseus’un Gemisi’nde olanlara çok benzer. Her şey sürekli bir akış halindedir. Fakat değişimler, sürekliliği ve düzeni güvenceye alan asa benzeri ilkeler, sürekliliği ve düzeni güvenye alan yasa benzeri ilekelerce desteklenir. Böylece, şeyler değişirken bile aynı kalırlar.

Çağdaş Bir Şaşırtmaca

Thesus’un Gemisi bilmecesi çağdaş şaşırtmaca içerir. Şaşırtmaca bilmeceyi daha ilginç kılar ve Heraklitos’un düşüncesindeki çelişkili öğeyi güzelce sergiler. Buna göre, çürüyen her kereste yeni ile değiştirilirken, eski kereste götürülmüş ve başka bir tekne yapmak için kullanılmıştır. Böylece, artık Theseus’un Gemisi olduğu öne sürülebilecek iki gemi vardır:

1- Denize çıkabilecek olan gemi, asıl gemiden zaman içinde alınan parçalardan yapılmıştır.
2- Çürümekte olan gemi özgün malzemeyle yeniden inşa edilmiştir.

Denize çıkabilecek olan gemi süreklilikle ilgili nedenlerden ötürü Theseus’un Gemisi unvanını hak eder. Çürüyen gemi de bu unvanı hak eder, çünkü özgün malzemeden özgün özelliklere göre yapılmıştır. Bu çağdaş bilmece, nesnelerin varlığını sürdürmesinde ”uzaysal-zamansal” süreklilik ve ”maddesel yapılanma” etkisi konusunda felsefeciler arasında çok tartışma yaratır. Theseus’un Gemisi bilmecesi belki de Heraklitos çağından sonra kurgulanmıştır. Yine de o, çağdaş anlatımda ortaya çıkan konulara da duyarlıydı. ”Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz” ve ”Biz biziz ve biz değiliz,” dedi. Heraklitos hem uzaysal-zamansal sürekliliğin hem de maddesel yapılanmanın bizim sıradan düşünme biçimlerimizi ve nesnelerin varlığını sürdürmesi üzerine konuşmalarımızı etkilediğini anlamıştı. Ama sıradan konuşma yollarımız bir yana, Heraklitos sürekliliği, nesnelerin varlığını sürdürmesini sağlayan temel ilke saydı. Çünkü gerçekte hiçbir nesne kendini oluşturan parçaların tümünü, hiç değişiklik olmadan, bir andan bir sonraki ana sürdüremez.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.