2015 Yılının En İyi Yabancı Dizileri

Genel
2015 en iyi yabancı diziler

Merhaba, bu yazımızda sizlere 2015 yılının -henüz bitmese de- en iyi yabancı dizilerini sıralamaya ve bunları elimizden geldiğince anlatmaya gayret ettik. Elbette yazı tamamı ile öznel olduğundan, objektif olarak herhangi bir yorumu kapsamamaktadır ve diziler kesinlikle global bir ortamın sıralamasından değil, kendi tecrübelerimiz dahilinde elde edilmiştir. Bu sebepten “global” olarak en iyiyi değil, “editör” olarak en iyileri seçtiğimizi belirtmek isteriz. Yabancı dizi sektörünün gün geçtikçe ivme kazandığı şu son yıllarda o kadar güzel ve iyi yapımlar ortaya konuyor ki, insanlar hangi birini izlesin; şaşırıyor. Bu şaşkınlığınıza bir nebze ilaç olsun diye aşağıdaki önerileri sıralama gayretinde bulunduk, başka bir amacımız maalesef yok. Yorum ve önerilerinizi bırakmak için yorum butonunu kullanabilmeniz mümkün.

True Detective

Elbette, bu efsanevi HBO polisiyesini es geçmek yakışı kalmazdı. True detective, 2015 yılında ikinci sezonu yayınlanan harika bir polisiye. Senaryo, her sezon farklı bir hikâyeyi ve elbette farklı oyuncuları konuk ediyor. Bu da “eski tadı alamayız ya” cümlesini akıllara getiriyor. Ne de olsa birinci sezondan akılda kalan birkaç karakter artık olmayacaktır. Aslında, ikinci sezonu izlerken herkes bir nebze olsun; ilk bölümlerde Rust Cohle‘u aramakta. Zira True Detective’nin ilk sezonunda akıl almaz bir oyunculuk başarısı ve harika dünya görüşü ile çoğu insanın beğenisini kazanan ajan, ikinci sezon geldiğinde oyuncu ve hikâyenin değişmesi ile kendisine arka (yapım) tarafında yer bulmuştu. Ancak, ikinci sezona devam ettiğiniz vakit, inanın aklınıza ne Rust ne de diğerleri geliyor. Zira, ilk sezon kadar kaliteli bir yapım olan ikinci sezonda, nefesinizin kesildiği ve yutkunduğunuz pek çok an var. Evet, boğazınızdaki yumruyu hissedebiliyorsunuz. Özellikle müzikleri, sinematografisi bakımından birinci sezona nazaran çok büyük bir gelişme kaydedip ivme kazanan yapımcılar; diziye de bu sayede ivme kazandırmış durumdalar. Oyunculuk ve senaryo haricinde her konuda birinci sezondan hayli gelişmiş olan True Detective ikinci sezon, 2015’in izlenebilir en iyi dizileri arasında başı çekiyor. Oyunculuk ve senaryonun ise, hemen hemen eşit olduğunu söylemek zor. Zira oyunculuklar ne kadar iyi olursa olsun, birinci sezon kadar etkileyici olmuyor.

Sense8

Sense8 bu yazın patlama yapan Netflix dizilerinden biri. Wachowski kardeşlerin yapımını ve senaryosunu üstlendiği bir yapımı izlememenin ne kadar muhteşem olabileceğini bir kez daha gösterdi bize; zira ortaya harika bir yapım çıkmış ilk sezondan. Bildiğiniz gibi Matrix’ten sonra neredeyse hiçbir yapım yahut senaryoda bulunmayan kardeşlerin Matrix’in dördüncü filmini çekme hayalleri de suya düşmüştü. Oysa ne çok seyirci bekliyordu… Neyse, dönelim konumuza. Wachowski kardeşlerin olgunluk eseri olarak görülen bu dizi muazzam bir kurguya sahip; sekiz farklı şehir, sekiz farklı beden, sekiz farklı ruh; ancak birbirlerine bağlı olan sekiz farklı insanı anlatmakta. Daha fazla spoiler vermek, zararınıza olabilir diye düşünüyorum. Ancak, diziyi izlemeden önce ufak bir araştırma yapmanız, yararınıza olacaktır. Özellikle diziyi bitirdikten sonra pek çok metaforun anlamını ve dizinin gizli yönlerini keşfetmek için de ufak bir araştırmaya gidebilirsiniz. Psikolojik açıdan harika bir yapım olan bu dizi, aynı zamanda aşk, eşcinsellik gibi tabuları da bizler için yıkmakta. Pek çok kabul edilemez görünen şeyi gözümüze sokan dizinin başrolündeki sekiz isim, çok farklı hayatlara sahipler ve böyle bir konunun özgünlüğü için dahi izlemeye değer bir yapım olduğunu düşünmek gerekir. Sense8, bilim kurgu ve mistik deneyimleri seven, izlemek isteyen izleyiciler için birinci sezonunu çoktan bitirdi, durmayın, girin ve izleyin.

Peaky Blinders

Eski kovboy filmlerini sever misiniz? Peki mafyaları? Peki, tarihsel etmenleri? Evet, Peaky Blinders size bunları sunmakta. Muhteşem bir sinematografi sahibi bu yapımın oyunculukları da keza, müthişler. Senaryo dahilinde ülkedeki birkaç mafyanın hikâyesini bizlere sunan dizide pek çok strateji ve pek çok acı, pek çok vefa borcu, pek çok ihanet, pek çok entrika var. Bunlar da diziyi izlenebilir yapan yönlerde yalnızca birkaçı. Özellikle legal olma yolunda ilerlemek isteyen Peaky Blinders ve Tomas Shelby’nin başına gelenler, üzücüden çok iç karartıcı olarak karşımıza çıkıyor. Dizi, senaryo ve oyunculuktan çok sinematografi ve müziklerine değinilebilecek kadar güzel müzik ve sinematografi sahibi bir yapım olduğundan, diğer şeylerden bahsetmek çok zor. Elbette, diğer etmenlerin de kötü olduğu söylenemez ancak bu iki etmenin çok iyi olduğu yerde diğerlerinin zaten iyi olabileceğini tahmin ediyorsunuzdur. Shelby ailesinin ve Peaky Blinders’ın diğer mafyalarla amansız mücadelesini ve kendi içlerindeki mücadeleyi izlemenizi öneriyoruz. Şu ana dek altışar bölüm halinde iki sezonu yayınlanan dizinin, üçüncü sezonunun gelmesi bekleniyor ve bu konuda sabırsız olan pek çok güruh var. Siz de bu sabırsız güruhların kervanına katılmak isterseniz, Peaky Blinders’ı izlemeye başlayabilirsiniz.

Yazı, tamamen öznel yorumlardan oluşmuş olup herhangi bir görecelik kapsamamaktadır. İzleyip izlememek yahut beğenip beğenmemek sizlere kalmış bir durumdur. Bizler sadece sunmak ve kısaca diziyi anlatmak ile mükellefiz. Bu sayede bunca dizinin içinden birkaçını ayırabilmeniz ve üzerinde okuyabilmeniz daha rahat dizi seçmenizi sağlayacaktır diye düşünmekteyiz.

İyi Seyirler. 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.